15 Mayıs 2010 Cumartesi

Teknoloji



Her zaman merak ederim de, bu sefer daha da bir merak ettim uçakların nasıl uçtuğunu. Koskoca bir metal yığınının nasıl olup da uçarak Atlantiği geçebildiğini. Bırakın bunu, nasıl havalanabildiğini bile anlayamıyorum.

Aklımın almadığı daha o kadar çok şey var ki; sensörlü kapılar nasıl açılıp kapanıyor, telefonla nasıl konuşabiliyoruz, sesimiz kablolardan geçip diğer tarafa nasıl ses olarak gidebiliyor. Uzaktan kumanda, televizyonu nasıl açıp kapatabiliyor. Radyo nasıl çalışıyor. DVD, CD, mp3.. Hele fotoğraf makinesi yok mu, işte o beni delirtiyor. NASIL oluyor da bir düğmeye basıyoruz ve bizim aynımız o karede beliriyor. Bunu anlamadığım için kameraya zaten hiç kafa yormuyorum...

’Bir bilen’ olabileceğini düşündüğüm insanlara bazen soruyorum – ya şu uçaklar nasıl uçuyor anlamıyorum diye.. neymiş efendim, akışkanlar mekaniğiymiş. (belki bu değildir bile, ama aklımda bu kalmış, ’nasıl oluyor’ soruma aldığım cevaplar sıklıkla böyle başlar, akışkanlar mekaniği diye, ne olduğunu hala anlayabilmiş değilim : ) Canım ne var onu anlamayacak, motorlar sayesinde, uçak havanın üstünde gidiyor.. böyle diyorlar bana. Ne kadar açık ve net değil mi.. Telefon? Radyo? canım, ses dalgalarına dönüşüyor sesimiz, onlar aktarılıyor işte karşı tarafa. Fotoğraf makinesinin olayı da ışık.

Öyle basitmiş gibi anlatıyorlar ki, sanırsınız kendileri icat etmiş.. Ama ben bir cümleyle bırakmıyorum, açıklayamadıkları noktaya kadar soru sormaya devam ediyorum çünkü hepsinin düğümlendiği bir garip yer mutlaka var. Sonunda onların kafası karışmış, ben de o aletin nasıl çalıştığını hala anlayamamış olarak uzaklara dalıyoruz. Benim içim rahat, en azından biliyormuş gibi yapmıyorum :)

Bakmayın, seviyorum aslında bunları anlamamayı, biraz da ondan anlamıyorum galiba. Şaşırmak, çocuksu, güzel bir duygu, şiddetle tavsiye ederim :)




Hiç yorum yok: