31 Ocak 2010 Pazar

Yemek Yapabilmek



Geçenlerde şöyle birşey düşündüm; her insana tek bir yetenek bir anda bahşedilecek olsaydı, ben ne isterdim diye, elimden ne iş gelsin isterdim diye düsündüm.. öyle insanlarin aklini okumak, görünmez olmak gibi doğaüstü bir yetenek değil.. başka insanlarin becerebildiği ama benim elimden gelmeyen birşey..

Çok uzun düşünmeme gerek kalmadi, elimden hiç gelmeyen birşey var; çok güzel yemek yapabilmek.. daha da dürüst olmam gerekirse, sadece yemek yapabilmek de diyebilirim :)) evet, ben bu yeteneği istiyorum. fransizca konusabilmek, dalabilmek, tango yapabilmek, uçak kullanabilmek, şarkı söyleyebilmek de isterdim, ama ben sadece yemek yapabilmek istiyorum. Çünkü hazirlanmiş, sadece firina verip pişirilecek bir böreği bile pişiremediğimi bugün hayretle gördüm..

Firini calistirdim, 170 derecede, turboda. 10 dakika sonra börek firindaydi.. kendisini sürekli gözledim, yanmasin diye.. sonunda üzeri yeterince kizardi, cikardim, dinlenmeye biraktim. içinde bile birakmadim, cunku birakinca kuruyor, bu kritik gercegi daha önce aci bir tecrubeyle ogrenmistim :) cikardim, dinlendi, kestim, cay da hazirdi.. oturdum yemeye basladim. D da geldi, bir catal aldi, "ama bu pismemis" dedi.. zavalli ben.. zavalli börek.. :)) kendimi herseyin yolunda olduguna öyle inandirmisim ki bunu bile farketmemişim...

Ama pes etmeye niyetim yoktu. Firini tekrar isittim. Borek firina girdi.. Bekledim. Bekledik.. Noldu biliyor musunuz? :)) yandi :)) neyse ki sadece üstü yanan kisim.. güzel bir dilim kesip üst kismi ambalajin kapagi gibi kaldirip kalani yiyebiliyorsunuz.. :))

Yeteneklerin bir chipi olsun, kafamizin icinde download edelim, hemen yemek pisirmeye baslayabileyim istiyorum..

30 Ocak 2010 Cumartesi

Küçük Hikayeler

Hayatimin her gününde bir tane küçük hikaye yasiyorum - eger farkinda dolasiyorsam ortalikta. Her gün mutlaka bir tane birsey oluyor o günü hayatin diger tüm günlerinden ayiracak. O günü yasarken o kücük hikayeye rastladigimda küçük bir havai şimşek gösterisi oluyor içimde. (Evet havai fişek değil, biz ona Derin'in dediği gibi havai şimşek deriz :) Ve hemen yazmak istiyorum ama yazamiyorum, siz de ögrenemiyorsunuz.. ama yeni yil hala yeniyken bunu karar yapalim hadi, her günün küçük hikayesini yazmadan geçmeyelim.. Ben ki hayatimin ilk yarisinin her günü günlük yazmis ve evinde çekmeceler dolusu günlüklerine yer bulmakta zorlanan birisiyim...

Bu sabah "Cumartesi Gecesi Atesi"ne kapildim yine, oysa soguk alginligimdan hala tam iyilesebilmis degilim, cok halsizim.. Foxlife'ta cok sevdigim bir dizi var her cuma aksami, Mistresses diye. Cuma aksamina dizi mi konur, insan seyredemez ki demis ve kizmistim sevdigim bir diziyi seyredemeyecegim diye, dun 4. bolumunu izledim.. seviniyim mi üzüliyim mi bilmiyorum. Haftaici yogun calisip haftasonuna da güzel güzel plan yapabilen insanlardan olamadim ben bunca yildir.. Hatta simdi soyle bir tez yaziveriyorum hemen; haftaici rahat calisan insanlar, haftasonuna da en güzel planlari yapan insanlar oluyorlar cunku hem zamanlari, hem de kafalarinda bos remleri var bunu becerecek.. iki kat haksizlik..

İnternet yokken, mail yokken napiyor musuz diye hayiflaniyoruz ya bazen.. napiyor olacagiz, daha rahat bir hayatimiz vardi.. simdi hangi aletle yetisecegimizi sasirdigimiz bir selin icinde akip gidiyoruz, dogru düzgün iz bile birakamadan..

Her yazinin kendi bittiği yere kendisinin karar verdiğine inanan bir "yazar"im. Bu yazi da burada bitti.

2 Ocak 2010 Cumartesi

Avatar



Günler sonra nihayet bilet bulup Avatar'i izleyebildik. İzleyenler bilir, 3D bir kahramanlik destani.. baştan sona nefesimizi tutturdu bize aksiyonu ve temposuyla. filmden çıktık, merdivenlere doğru yürüyoruz, arkamizda 9-10 yaşlarında iki oğlan çocuğunun konuşması çalındı kulağıma.

Biri dedi ki heyecanla, 'filmde Jack Sully vardi ya, onun yerinde olmak isterdim.'

Öteki 'ben istemezdim' dedi. Ben bile çok şaşırdım, dönüp arkama baktim.

'Neden ki?' dedi Jack Sully olmak isteyen şaşkınlıkla.

'Çok zor yaaa..' dedi öteki... :))

Hala gülüyorum bu konformist, realist ve dürüst arkadaşa :))) ben her oğlan çocuğunun içinde bir süper kahraman gizli sanirdim, olmadigini bugun ögrendim...

Siz ister miydiniz Jack Sully olmak? Cevap vermeden ciddi bir düsünün :))