26 Nisan 2009 Pazar

The Ten Commandments



Mom is a difficult woman. She was and still is. To be grown up by a woman with principles on almost anything made me weary. Made and still makes.

You can't sleep with anything you wore during the day. You can't eat anything in bed. You can't leave the breakfast table, pick it up. You should dry your hair immediately after bath. and many many more principles.. These only because I will now tell you how happy I feel when I am doing just the opposite of these. And I feel she is watching over me as if we are in a Woody Allen movie.
I come home from work sometimes, very tired. I lie in bed with my office clothes on (though I dont dress very seriously for work, they are still clothes I wear during the day!) I don't change the whole evening and I even sleep with them once in a while. You can not imagine the pleasure I get by doing this...

I eat things in bed anytime I like, crumbs and stuff all over the bed.. I know I'm a dirty girl, but it is like tasting freedom when I eat in bed. Mmmmm....

Every weekend, I like laying out nice breakfast tables for me and my husband. Never ever I pick up the table :) We eat and leave it to the kitchen fairies who will pick it up for us in the afternoon..

and I put a towel around my wet hair after bath and go to sleep like that. I have never caught a cold by doing this...
Thank you mum for these huge pleasures I get from so silly things..

Kuyruk


Kuyrukta beklemekten nefret ederim ben. Bankada, markette, müzede, self-servis kafelerde, sinema gişesinde, hastanede. (Ne kadar cok şey için ve neredeyse her yerde sıra bekliyoruz, evet.) Kuyrukta beklerken yanımdaki insanları utandıracak garip şeyler yaparım. Huysuzlanırım, insanlara islerini nasil daha hızlı yapabileceklerini söylerim, bazen sesimi yükseltirim, baska bir kasa ya da gişe varsa oraya geçsem mi, hangisi daha hızlı ilerler diye hesap yaparım, ya da yanımdaki insanı oraya yollarım ki bize daha çabuk sıra gelme şansını iki katına çıkaralım. Benimle birlikte sırada beklemek sabır sınayıcı birşeydir, neyse ki D. biraz ermiştir, belki de kısmen bu yüzden :)

Hele yurtdışında. Turkiye'de bu yaptiklarim bir yere kadar hosgoruyle karsilaniyor ama yurtdisinda bana deli gozuyle bakiliyor. Bu yaptiklarimla oyle garip duruyorum ki orada, bazen polis cagirabileceklerinden endise diyorum. Bunu yillar icinde dikkatle gozlemledim; burada sira beklemek Dogulu olmaya ozgu bir kadercilikle yapiliyor adeta, elinizden baska birsey gelmedigi için sirada bekliyor gibisiniz. Orada, Batida, kuyrukta beklemek eglenceli, cool birsey gibi, bunu oyle sakin bir huzur ve barisiklikla yapiyorlar ki, onlara bakinca kuyruk olsa da onlarla girip beklesem dersiniz... Sira onlara gelene kadar hiçbirşeye müdahale etmiyor, ne kadar aptalca görünürse görünsün, önlerinde olup bitenin yoluna girmesini bekliyorlar. Sıra onlara geldiğinde de hiç sinirli olmuyorlar, gülümseyerek işlerini halledip gidiyorlar.. O bekleyişteki medeniyet, normallik.. En uzun kuyrukta bile. Peki ya ben?

Kuyrukta beklemenin okulda öğretilmesi gereken birsey olduguna inaniyorum. Ya da acaba 'kuyrukta iyi bekleyebilmek' genetik birsey midir?
Ben de diger insanlar gibi huzur icinde kuyrukta sıramı beklemek istiyorum :(