2 Mart 2010 Salı

Annanem



Annanemi anlatmaya baslarsam gunler surer. Bugun sadece birseyini anlatacagim; nesnelerle konusmasini. Deli ya da bunak oldugundan degil, onlari kisilestirdiginden konusurdu nesnelerle. Onu oyle konusurken izlemek cok eglenceliydi ama asla garip degildi. Gecenlerde evde bulamadigim terliklerime kizarken birden annanemi hatirladim; bunu ben de yapiyorum, nesnelerle konusuyorum, cok rahatlatiyor :))

Sacini tararken saciyla ve tarakla konusurdu. Artik iyice incelmis sacini, ince disli, tahta bir tarakla taramaya calisirdi. Saci dolasir ve acilmazdi, iyi tarayamadigi icin taraga, dolastigi icin de sacina kizardi. Taragi sobaya atmak, sacini da kesmekle tehdit ederdi. Diyorum ya, cok eglenceliydi.

Iyi kesemediginde makasa, elini yaktiginda caydanliga, ruzgardan sertce acilirsa pencereye kizardi. 'Sen' diye ikinci tekil sahista konusurdu nesnelerle ve gercekten canliymislar ve islerini iyi yapmayan birtakim sihirli yaratiklarmis gibi davranirdi onlara.Simdi dusunuyorum da, 'iyi' konustugu nesne yoktu pek, guzel pisirdigi bir kek icin firina, basagrisini gecirdigi icin ilacina tesekkur ettigini hic duymadim :) ama haberleri sunan spikerle iyi konusurdu. 'Iyi aksamlar' derdi ana haber bultenini sunan spiker TRT'de. 'Iyi aksamlar' derdi annanem. 'Haberleri sunuyoruz. Once ozetler' derdi. 'Dinliyoruz' derdi annanem. Haberler bitip spiker veda ederken annanem de ona tesekkur eder, agzina saglik derdi.

Bunun icindir belki ne Harry Potter, ne Marquez'in buyulu gercekligi garip gelmez bana, hayati 'buyu'ye cevirmek oyle kolay ki...

1 yorum:

selma dedi ki...

Bu hikayeyi okumuştuk sanki daha önce di mi? Gerçi çok keyifli ve yüzde bir tebessüm ifadesi ile okunuyor, yani tekrar okunabilir :)