29 Ekim 2010 Cuma

Eskici



Bugün bir eskici gördüm sokak arasında; onların ittikleri, tekerlekli, büyükçe tahta arabaları olur ya tezgah gibi, işte o arabanın üstüne yumuşak güzel bir şezlong koymuş, birisi vermiş yani, onun üstünde de dev bir oyuncak ayı uzanmış yatıyordu. Bu güzel güneşli günde, sevimli bir kocaman ayı şezlonga uzanmış, adam da onu bir yerlere götürüyor gibiydi.. bir güneş gözlüğü eksikti ayının :)

Eskiciler ne acayiptir di mi; birisinin eskisini, başka birisinin yenisi yapıverirler..

20 Ekim 2010 Çarşamba

Yazmak. Çok Yazmak.


Tam 600 sayfalık bir kitap okuyorum, Henry James'in bir romanı.

Olan biten çok az şey var, biz karakterlerimizin iç dünyalarını tanımakla meşgulüz, kendi iç dünyamı, kişiliğimin siluetini Ralph, Gilbert ya da Isabel'inki kadar enlemesine boylamasına bilmiyor olabilirim, iiiiinnnnnceciiik ilmeklerle yavaaaş yavaaaş dokunan bir kumaş düşünün...ve en sevdiğiniz tatlıyı yer gibi bir romanı okuduğunuzu... yüzlerce sayfa boyunca yazar, bize hissettirmeden vites artırır, arabanın ne ara o kadar hızlandığını farkedemezsiniz bile. İlk yüz sayfayı okuduğum sürenin yarısında ikinci yüz sayfayı okudum, onun yarısı kadar zamanda üçüncü yüz sayfayı ve dün artık elimden bırakamıyordum kitabı, sabah birkaç sayfa daha okuyayım derken işe geç kaldım... Tehlikeli bir oyun bu sayın yazar, ya en başta bıraksaydım kitabınızı...

Tam 600 sayfa.. Dün düşündüm, o kitabı bir deftere el yazımla geçiriyor olsaydım, bunu yapmam bile haftalar sürerdi.. Ya yazmak???! Bunun gibi yirmi derin roman ve daha başka pek çok şey yazmak???!

Bu vesileyle, bugünün küçük hikayesi, büyük yazar Henry James'i takdimimdir. Geç bile kalmışım...

9 Ekim 2010 Cumartesi

Kopernik


Kopernik Polonyalıymış. Alman ya da Hollandalı falan değilmiş. Dün öğrendik.. Koskoca Kopernik. Nedense ağırımıza gitti Polonyalı olması :)) Gökbilimci, fizikçi neden önemli, çünkü onların buldukları bütün diğer bilimleri, hatta inanç sistemlerini etkiliyor. Kopernik de öyle, güneşin dünyanın etrafında değil, tam tersi dünyanın güneşin etrafında döndüğünü ispatlamış, bilimsel devrimi başlatmış.

Bizim böyle gökbilimcimiz var mı, hadi tamam o da şart değil, böyle çook meşhur bilim adamlarımızı bir sayalım dedik eskilerden. İbni Sina dedik. İranlıymış. Farabi dedik İranlıymış. Biruni, artık bu kesin Türk dedik, o da olmadı. Kökleri kesin olarak bilinmiyormuş, belki İranlı, belki Türki (Türk değil, Türki, mesela Kazaklar da sahip çıkıyor kendisine) ama Türkiliği en zayıf ihtimal, çünkü Farsça, Arapça, hatta Yunanca bile yazmış ama Türkçe, hayır..

Bulamadık böyle dünyaca ünlü, ilimi, bilimi sarsan bir eski Türk bilim adamı şöyle Kopernik ayarında. Bildiğimizi sandıklarımız da böyle çıktı işte. Ama niye Türk sanıyorduk ki biz onları zaten.. Kızılderililer bile Türk ya, ondan mı :)))